Meryem Kula

20 Ara 2022

Ağlayan Köpek Tomi

En son güncellendiği tarih: 21 Ara 2022

Meryem Kula Pirinçdane'nin Kaleminden...

Pırıl pırıl bir Pazar sabahıydı. Evde hummalı bir  kahvaltıhazırlığı vardı. Mutfaktan güzel kokular geliyordu. Ayse’nin annesi gözleme pişiriyordu. Kardeşleri Hakan ve Müjgan hala uyuyorlardı.

    Ayşe annesine yardım etmek için yataktan kalktı. Üstünüdeğiştirerek salona geçti. Babaannesi eline tesbih almış dua ediyordu.

     -Günaydın babaanne ! dedi.

    Babaannesi tesbihi çeker halde başını salladı. O arada Ayşe’nin babası sokak kapısından içeri girdi ve mutfağa yöneldi.

   -Kolay gelsin hanım! diye seslendi .

   Annesi;

   -Sağol bey! Kolaysa başına gelsin dedi.

   Ayşe anne babasının  birbirlerine olan bu muhabbetinden çok  hoşlanıyor, yüreği huzurla doluyordu .  Derken çok sevdiği köpeği Tomi’ nin kuyruğunu heyacanlı, bir şekilde sallayarak bahçede havladığını duydu.  Tomi evin maskotuydu. Parlak kahverengi tüyleri olan sevimli bir köpekçikti.

  Babasının bir avcı gurubu vardı. Fırsat buldukça, arkadaşları ile ava giderdi. İşte bu nedenle yıllar önce küçücük bir köpek ikenTomi’yi eve getirmişti. Aradan yedi sekiz yıl geçmiş Tomi güçlü,çevik ve çok güzel bir hayvan olmuştu. 

   Ayşe köpeğinin gözlerine baktığında sanki her söylediğine anladığını fark ediyordu. Tomi çok duygusal bir hayvandı.

   Ayşe’nin babası şofördü. Mustafa bey Yunus Emre köyünün dolmuşçuluğunu yapıyordu.

     İnsanlarla muhabbeti çok iyi olan, iyi yürekli biriydi. Hiç kalp kırmaz kendi kırılır, fakat hiç belli etmezdi. Bu nedenle olacak ki insanlar onu çok severdi.

     Ayşe’nin annesi ev hanımıydı. Masalcı teyze Adile Naşit gibi tatlı mı tatlı güler yüzlü bir insandı. Ayşe ‘ nin anne -babasını herkes çok severdi.Ayşe bu durumdan çok memnun bir şekilde “İyi ki onlar benim annem babam olmuşlar” diye geçirirdi içinden.

      Ayşe kardeşleri Müjgan ve Hakanı çok severdi. Hakan Ortaokula Müjgan ise ilkokula gidiyordu. Zaman zaman tüm kardeşler gibi arasında kıskançlık yaşasalar da onlar birbirlerini çok seviyorlardı. Ayşe babaannesini de çok severdi. Yıllardır hep beraber mutlu bir aile olarak yaşayıp gidiyorlardı.

   Ayşe birden babaannesinin sesi ile irkildi.

    “Ayşe annen seni çağırıyor.” diye seslendi.

      Ayşe;

    “Efendim  anne! Yatakları toplayıp hemen geliyorum. “dedi. 

Ayşe’nin annesi;

   “Gözlemeler pişti. Kardeşlerini uyandır da sofrayı kuralım”.diye seslendi.

Ayşe’nin babası ve babaannesi salonda tatlı bir sohbete dalmışlardı.

    Ayşe kardeşlerini uyandırdı. İkisi de kalmamak için nazlansalarda, gözlemenin kokusuna dayanamadılar. Hemen yataktan fırlayıp,yüzlerini yıkamak için banyoya koştular. 

  Mutfağa giren Ayşe ocağın üstündeki çaydanlıktan suyun taştığını fark etti. Hemen gitti ve ocağın altını kıstı.Annesi ile birlikte kahvaltı masasını hazırladılar.Masada neler yoktu ki zeytin, peynir,bal, reçeller, yumurtalar ve buram buram kokan gözlemeler… Ayşe çayları doldurdu.Bu mutlu aile mutfak masasında, hep birlikte tatlı tatlı sohbet ederek kahvaltılarını yapmaya başladılar. 

    Ertesi gün çocuklar okula, Ayşe’nin babası işe gitti. Annesi ev işleriyle meşgul oluyordu.Akşam oldu çocuklar okuldan geldi.Babaları da işten gelmiş, arabasını parketmeye çalışıyordu. 

    Ayşe bir an başını çevirdiğinde, bahçe kapısında Tomi’ninağzında bir paketle durduğunu fark etti. 

    Ayşe;

    “Tomiii ne yapıyorsun orada?” diye seslendi. Babası da o anonları fark etmişti. Tomiye dönerek;

     “Tomii oğlum gel bakalım buraya !” diye seslendi.

  Tomi kuyruğunu sevinmişcesine sallaya sallaya geldi ve ağzındaki paketi babasının ayakları önüne bıraktı. 

   Bir de ne görsünler,  Tomi’nin ağzındaki paket bir et paketiydi.Üstelikte onu babası almıştı.Fırına ekmek almaya girdiğinde,parayı vermek için camın önüne koymuş sonrada orada unutmuştu. Tomi hep Ayşe’nin babasının eve geleceği saatlerde onu takip ederdi.İşte bu nedenledir ki hiçbir hayvandan beklenmeyen bir hareket yapmış ve et dolu paketi iplerinden tutarak hiç zarar vermeden eve kadar getirmişti. 

      Bu duruma  Ayşe de babası da çok sevinmişlerdi. Tomi’ninbaşını okşayarak onu sevdiler. Bu kadar  duyarlı bir köpekleri olduğu için kendilerini şanslı hissetmişlerdi.

      Ayşe ve kardeşleri Tomi’ yi çok severlerdi. Tomi her yere onlarla giderdi. Birlikte bakkala, ev gezmelerine giderlerdi. Tomionların peşini bırakmaz ,sokakta yürürken etraflarında gezerek onları korurdu.

    Aradan yıllar geçti.Ayşe’nin babası çok sevdikleri köpeği Tomi’yi “Artık yaşlandı benimle ava gidemiyor.” diyerek ilçede görev yapan ve köpeği ısrarla isteyen korucuya verdi.

    Bunu duyan Ayşe ve kardeşleri çok üzüldü. Babalarına Tomi’yiçok sevdiklerini söyleyerek onu vermemesi için  çok yalvardılar.

  Ne var ki babası verdiğim sözden dönemem diyerek, konuyu kapattı.

  Korucu karşı mahallede oturuyordu.  Arada çok uzaklık olmasına rağmen, Tomi sık sık kaçarak Ayşelerin evine gelmeye başlamıştı.  

   Tomi bahçeye geldiğinde kuyruğunu sallayarak, yalvaran gözlerle Ayşe’nin kapıyı açmasını beklerdi. Ayşe veya kardeşleri onun sesini duyduğunda, hemen heyecanla koşarak kapıyı açar ve Tomi’yi kulübesine götürerek yemek verirlerdi.

   Tomi’nin her kaçışında korucu gelir, bağıra çağıra Tomi’yitasmasından çekiştire çekiştire  evine götürürdü.

  Yine Tomi’nin kaçtığı günlerden biriydi. Ayşe ders çalışıyordu,kardeşleri oyun oynuyorlardı. Birden evlerinin caddeye bakan kısmından gürültüler gelmeye başladı. Ayşe kafasını uzatıp, camdan baktığında bir de ne görsün, Tomi yine korucunun elinden kaçmış, ne yazık ki korucu Ayşeler’in bahçe kapısında onu yakalamıştı. Elinde uzun bir sopa vardı. Sürekli köpeğe doğru sallıyordu.

    Ayşe adete uçarcasına merdivenlerden indi. Gürültüyü duyan kardeşleri de onu takip etti.Hepsi nefes nefese bahçe kapısının girişine kadar gelmişlerdi.Uyuklamakta olan babaanneleri gürültüyü duymuş,camdan bakarak olanı biteni anlamaya çalışıyordu.O esnada oda torunlarının yanında buldu kendini. 

  Manzara korkunçtu; korucunun elinde ki sopa, havada daireler çiziyordu. Tomi’nin bahçe kapısının kenarında büzüldükçe büzülmüş ve korkudan titremeye başlamıştı. .Ayşe korucuya doğru koşarak yalvarmaya başladı;

     “Ne olursun yapma amcacığım vurma Tomimize.”

  Korucu bu sözlere  daha çok kızmış olacak ki sopayı ,çocukların bulunduğu tarafa doğru sallayarak o korkunç sesiyle bağırıyordu;

     "Sen karışma, çek git buradan küçük. Ben Onu terbiye ediyorum şu anda.Bir daha evden kaçmak neymiş görsün bakalım!”diye seslendi.

      Ayşe’nin gözleri birden Tomiye takıldı. Kardeşleri korkmuş bir köşeye sinmişlerdi. Tomi derin derin acıklı sesler çıkarıyordu.Birde ne görsünler Tomi’nin gözlerinden yaşlar boşalmaya başlamıştı. Sevgili Tomileri ağlıyordu. Ayşe ve kardeşleri bu yaşanan olay karşısında çok üzüldüler. Hepsi birlikte birbirlerine sarılıp onlarda ağlamaya başladı.Ayşe gözlerinden yağmur gibi yaşlar akıtırken, korucuya yalvarmayı sürdürüyordu.

        Bu esnada babaanneleri yetişti. Korucunun üzerine şiddetle yürüdü.  Korucu neye uğradığını şaşırmıştı. 

        Babaanne;

     “Be utanmaz adam, nedir bu düşmanlığın senin bu zavallı hayvancığa karşı….. nasıl bir zalimsin sen …”diyerek elindeki sopayı aldı. 

      “Bu köpeği artık sana vermeyeceğim. Beni daha fazla kızdırmadan var git  evine.”

      Korucu neye uğradığını şaşırmış , yaşlı kadından utanarak özür dileyerek arkasını dönüp hızlıca uzaklaştı oradan.

       O esnada çocuklar Tomi’nin yanına giderek kucakladıkları gibi bahçedeki kulubesine götürdüler.  

       Çocuklar babaannelerinin boynuna sarılarak ona teşekkür ettiler. Ardından babaannelerinin yardımıyla Tomi yi eve çıkararak üzerindeki kirleri temizlediler. 

      Akşam hep birlikte ailecek sofrada Tomi’nin korucu tarafından dövülmeye çalışılmasını konuşuyorlardı. Babası korucunun böyle bir davranış sergileyeceğini hiç düşünmediğini söyledi.Yapılanacımasız bir davranıştı.Bu nedenle bir daha Tomiyi asla korucuya vermeyeceğini söyledi. Tomi artık onlarla birlikte yaşayacaktı.Tomi  babaanneyi ve çocukları her gördüğünde onların etrafındaneşeli havlama sesleri çıkartarak adeta  teşekkür ediyordu.Bir kaç sene daha Tomi, Ayşe ve ailesiyle birlikte mutlu mesut yaşadı..

    1620
    8