Bengü Dolaylı Ertınmaz
2 Ağu 2022
En son güncellendiği tarih: 29 Kas 2022
Çok uzun zaman önce Antalya'da oturduğumuz adını zerdali ağaçlarından alan Zerdalilik Mahallesi'nde bir Zübeyde teyze vardı. Zübeyde teyzenin güzelliği dillere destandı. Simsiyah lüle lüle saçları masmavi gözleri ile küçük büyük herkes onun güzelliğini bilirdi.
Zübeyde teyze bir anaokulunda çalışırdı. Ben ve en samimi arkadaşım İpek,bazen onun okul çıkışına gider ona yardım ederdik. Eli kolu hep dolu olurdu. Okulda çocuklara ne yaptırdıysa bizim de öğrenmemizi yapmamızı isterdi. Bizi görünce o da çok mutlu olurdu :
"Nalan İpek yine hızır gibi yetiştiniz bana. Haydi elimdekileri alin da bir an önce gidelim eve. Gösterecek çok şeyim var."
Evine giderken de muhakkak onun en sevdiği tahinli sarmadan alırdık. Eve girmeden, biz annelerimize Zübeyde teyzedeyiz diye haber verirdik, onlar da evde ne varsa getirirler beraber yer içerdik.
Bayramlar hep çok güzel geçerdi bizim mahallede. Herkes birbirine bayramlaşmaya giderdi. Zübeyde teyzenin bizim mahallede olması ise bizim için büyük şanstı. Her bayramda çocuklara o kadar güzel paketler hazırlardı ki, hepimiz içindeki mendil veya çikolatadan çok hazırlanan o kurdeleli ve puantiyeli paketleri beklerdik dört gözle. Pakete zarar gelmesin diye en sabırsızımız Osman bile oturur bir köşeye,tombul parmakları ile önce kendi açmaya çalışır sonra da yapamayınca hep İpek'ten ister,o da bunu her seferinde çikolata karşılığında yapardı.
Aradan iki yıl geçti Zübeyde teyzenin tayini Ayvalık'a çıktı. Zübeyde teyze gitmeden
bize bir not bırakmıştı:
Sizin sayenizde çocuk sevgisini doyasıya yaşadım. İyi ki sizle tanıştım. Beni unutmayınız! Taşındığı gün mahallenin bütün çocukları arkasından hüngür hüngür ağladık.
O gitti ve biz büyüdük. Bir daha o aktivitelerden asla yapmadık. Bayramlarda kimse kimseye paket hazırlamadı. Şimdi ben 10 yaşındaım İpek 12 Osman da 13 yaşında. İpek bir gün beni aradı ve :
Zübeyde teyze'yi buldum. Bu bayram onu ziyarete gidiyoruz dedi.
Koca mahalle bir otobüs dolusu Ayvalık ' a gittik. Gittiğimiz yer, evden çok bir hastane ya da bakım evine benziyordu. Yolda giderken öğrendik ki Zübeyde teyze bir trafik kazası geçirmiş ve sonrasında da hafızasını kısmen kaybetmiş ve bu yüzden de çok sevdiği okulunu, öğrencilerini bırakmak zorunda kalmış. Kimsesi de olmayınca Zübeyde teyzeyi buraya almışlar.
İçeride her birinin farklı hastalığı olan amcalar ve teyzeler vardı. Bizi kocaman bir avluya aldılar. Avluda birbirinden güzel çiçekler bizi mis kokuları ile karşılıyordu. Ortasında bir süs havuzu ve bahçenin köşesinde de kocaman kuyruklu bir piyano vardı. Burası bir otel gibiydi sanki. Aradan on beş dakika geçti ve bizi Zübeyde teyze ile buluşturdular. Zübeyde teyze yerine sanki başkası geldi. Yirmi yaş yaşlanmış gibiydi. Ben çaktırmasam da İpek çok ağladı. Hepimiz gözlerimizden akan yaşları sildik ve ona getirdiğimiz zerdalileri verdik. Yüzünde hiç bir belirti yokken zerdalileri görür görmez "Çocuklarım , çocuklarım gelmiş! "diye mutluluktan ağlamaya başladı. Her birimizin adını söyledi,hepimize sarıldı. Sağlık çalışanlarının dediğine göre Zübeyde teyze bugüne kadar kimse ile konuşmamış hiç kimseye gülmemiş. Şimdi ise bizi herkese tanıtıp anlatıyordu. Beni unutmamışlar diyip durdu güzel Zübeyde teyzem.
Bayramı bayram yapanın çocukların büyüklerini unutmaması,onları ziyaret etmek olduğunu bir kez daha yaşayarak anladım. Benim için çok buruk ama çok anlamlı bir bayramdı bu.
Ertesi gün biz yetkililerle konuşup Zübeyde teyzemizi götürmek istediğimizi belirttik. Annelerimiz bir sürü evrak imzaladılar ve sonunda geldiğimiz otobüsle geri döndük. Döndüğümüzde İpek çok ısrar ettiği için Zübeyde teyzemiz hep onlarda kaldı ve sohbetlerimize kaldığımız yerden İpeklerde devam ettik.
Hatırlanmanın ve çocuklarına kavuşmanın mutluluğuyla Zübeyde teyzemiz çok kisa sürede iyileşti ve o çok güzel paketlerini bayramlarda çocuklarına hazırlamaya devam etti.